Ekonomik Krizin Bedeli Millî Egemenlik
Ekonomik Krizin Bedeli Millî Egemenlik
Cahit Armağan Dilek
Ülkeyi yönetemeyip ekonomik krize getirmenin görünen ve görünmeyen bedeli millete ve devlete çok ağır.
Trump'ın bir twiti ve simgesel iki yaptırım kararı sonrası döviz rekor
seviyelere ulaştı. Erdoğan yönetimi ABD'yi Türkiye'ye ekonomik savaş
açmakla suçladı. Eğer Türk ekonomisi gerçekten sağlam olsaydı bir twitle dövizde bu dalgalanmalar yaşanır mıydı?
Bu süreçte alınan tedbirlerin hiçbirinin ABD'nin ekonomik savaşıyla ilgili olmadığı ortada. Son kararlar 2 yıldır çok açık şekilde geliyorum diyen ekonomik krize karşı yapması gerekenlerin çok küçük bir kısmı.
Türkiye bir ekonomik kriz yaşıyor. İktidar ise geçmiş 16 yıldaki hatalarının üstünü örtme adına bahanesini papaza, suçu ABD'ye yüklemeye, bedelini de millete kesiyor.
Ekonomik krizin ne demek olduğu, görünen ve görünmeyen bedelinin ne olduğunu anlatan en yakın ve ciddi örnek yanı başımızdaki Yunanistan'da yaşandı.
Hazıra dağ dayanmaz! Üretmeden tüketen, borç batağı ve ekonomik krize
giren Yunanistan'ın 8 yıllık kurtarma paketi programı 20 Ağustos 2018'de
sona erdi.
Krizle ilgili bazı raporlarda rakamlar daha yüksek verilse de Yunan Başbakanı Çipras görünen bedeli "Millî
gelirimizin yüzde 25'ini kaybettik, her 10 kişiden 3'ü, her 10 gençten
6'sı işsiz kaldı. 65 milyar Avro'luk kemer sıkma önlemi uygulandı." diye anlattı.
Krizle birlikte ülkede beyin göçü, inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. 8
yılda 400 bin iyi eğitimli genç ülkeyi terk etti. 2008'de kamu borcunun
millî gelire oranı yüzde 109.4 iken, 2018 itibarıyla yüzde 191.3'e
yükseldi.
AB-IMF'den oluşan kreditörlerce 289 milyar Avro kredi desteği sağlanan
Yunanistan, karşılığında ülkenin büyük kamu işletmelerini
özelleştirirken, kamuda büyük kesintilere gitti.
Alman hükümetinin Haziran'da paylaştığı rakamlara göre Berlin elinde
bulundurduğu Yunan tahvillerinden kriz boyunca 2.9 milyar Avro kazanmış.
Krizin kazananı yardım(!) eden kreditörler.
Bunlar krizin görünen bedeli. Görünmeyen bedelini yine Çipras açıkladı.
Çipras "Ülkemiz, normal bir Avrupa ülkesi gibi daha fazla zorbalık ve halkımızın fedakarlıkları olmadan kendi kaderini ve geleceğini tayin etme hakkını yeniden kazanmıştır." dedi.
"Gerçekten kazandı mı" onu ileride göreceğiz ancak paket bitmesine rağmen rakamlar kazancın henüz kağıt üzerinde olduğuna işaret ediyor.
Sonuçta kurtarma paketlerine, dış kredilere mecbur kaldığınızda yabancıların ekonomik boyunduruğuna giriyorsunuz ve kendi geleceğinizi kendiniz belirleyemiyorsunuz, parayı verenler belirliyor.
Kısaca millî egemenliğinizi ve geleceğinizi kaybediyorsunuz.
Çipras "mali krize ve kurtarma paketlerine neden ve kimlerin sebebiyle mecbur kaldıklarının unutulmayacağını" da belirtiyor.
Görüldüğü üzere Çipras, ekonomik krizin suçunu dış güçlere atmamış, Yunanistan'ı yönetenlerin hataları olduğunu belirtmiş.
Bu da Türkiye'yi yönetenlere ders olsun diyeceğim ama en ufak bir işaret yok.
Çipras, 2015 başında Başbakan olduğunda yabancı kreditörlerin dayattığı paketleri referanduma sunarak gerçekleri halkla paylaşmış. Perde arkasında gizli-özel mutabakatlara girişmemiş. Bu da alınacak önemli derslerdendir.
Kriz sürecinde yaklaşık yüzde 30 fakirleşen Yunanistan'ın
rakamları Türkiye'nin rakamlarıyla mukayese edilirse, onların 8 yılda
geldiği durumu bizim aylar içinde yaşadığımız görülür.
Kala kala Yunanistan'dan ders almaya mı kaldık deyişinizi duyar gibiyim. Eğer Atatürk'ün gösterdiği yoldan onun ilkelerinden uzaklaşmasaydık, yüz yıl önce verilen reçeteyi hayata geçirseydik bugün olduğu gibi yabancı ellerden, Katar Riyali, Rus Rublesi, Çin Yuanı, İran Tümeninden medet ummayacaktık.
Atatürk, "Bugünkü
savaşlarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünlüğü ise
ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi
bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati kuruluşlarında
bağımsızlık felce uğramıştır." derken tam da Çipras'ın yeni tecrübe ettiği ve farkına vardıkları şeyi 100 yıl önce ifade etmişti aslında.
Atatürk, "Ülkenin yönetimindeki başarı, ekonomisindeki kazancın derecesiyle orantılı olur" diyerek başarı kriterini de ortaya koyuyor ve Türkiye'de şimdi iktidarda olanların Türkiye'yi yönetmede başarısız olduklarını ta 100 yıl öncesinden söylüyordu.
Gördünüz, ülkeyi yönetemeyip ekonomik krize getirmenin görünen ve görünmeyen bedeli millete ve devlete çok ağır. Üşenmesin, Türkiye'yi yönetenler dahil herkes Çipras'ın açıklamalarını bir daha okusun.
İktidar ders alsın, işe hatalarını kabul etmekle başlasın.
Çünkü millî egemenliğin yabancı boyunduruğuna girmesinden, geleceğin kaybedilmesinden bahsediyoruz.
Bu hatanın ülkeyi yönetenlere vebali çok ağır olmalı ve ülkeyi yönetemeyenler hatalarında ısrar edip millete devlete bedeli ağırlaştırmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder