ABD, Sevr ve BOP
ABD, Sevr ve BOP
Mehmet Sayın
Ben ABD'nin "Büyük Orta Doğu projesi" yani "BOP" tan asla vazgeçmeyeceğini düşünenlerdenim.
Sevr o zamanki adıyla “Düvel-i Muazzama”nın yüz yıl önceki planıydı dedelerimiz o planı yırttı ve tarihin çöplüğüne attı.
Ama onlar plandan hiç vazgeçmediler vazgeçmedikleri de Lozan'da Amerika’nın Türkiye'nin sınırlarını tanımamasından belliydi.
Planın en önemli maddelerinde biri de Kürdistan projesiydi;
İşte bu oyun yüz yıl sonra BOP adıyla yeniden sahneye kondu, ben normal
şartlar altında Türk devletinin bu oyunu da akamete uğratabilecek güçte
olduğuna inanıyorum;
Ama normal şartlarda tabii bu şartlardan neleri kast ettiğimi de biraz sonra göreceksiniz;
İki gün önce Amerika başkanı Trump askerlerini Suriye'den
çekeceğini açıkladı ve çekmeye başladıklarını da söyledi.
Bu durum bana
göre de memnuniyet vericidir ve Türkiye'nin kararlı davranmasının
sonucunda da alınmıştır.
Ve Türkiye için bir başarıdır da;
Peki bu Amerika’nın taktik anlamda bir geri çekilmesi de olabilir mi?
Olabilir tabii o da mümkündür,
bana göre olayların sıcaklığı içerisinde yapılacak yorumlar her zaman
kendi hata paylarını da içinde taşır, bundan dolayı benim bu noktada
yazdıklarımı da "fikir jimnastiği" olarak kabul edebilirsiniz.
Ben ABD'nin "Büyük Orta Doğu projesi" yani "BOP" tan asla vazgeçmeyeceğini düşünenlerdenim;
Bu projenin en önemli halkası da "Dört parçalı Büyük Kürdistan" projesidir.
Yani Türkiye, Irak, Suriye ve İran toprakları üzerinde oluşturulabilecek muhayyel Kürdistan.
Bu proje emperyalizmin yüz yıllık hayalidir aynı zamanda.
Bu projeyi askeri güç yoluyla uygulayamazlar ise başka yolları deneyeceklerinden de emin olabilirsiniz;
Peki o yollar hangileridir;
Aşağıda o yolları ve o yolların uygulanabilmesi için gerekli şartları açıklayacağım;
Bundan 12 sene öncesiydi o zamanki Samanyolu TV kanalında "Açı" programı
vardı programda merhum Mahir Kaynak'ın ağzından şu sözleri duymuştum;
"Türkiye mutlak surette büyümek zorundadır büyümezse küçülür"
Mahir Kaynak sözlerinin devamında da Irak'tan koparılacak Kürdistan
parçasının Türkiye'nin himayesine verilmesinin ve Türkiye'nin de federal
bir yapıya dönüşmesinin gerekli olduğunu savunuyordu.
Tuzak işte bu "federal yapı" sözündeydi ve bu söz Türkiye'nin büyümesi gibi ağzımıza çalınan bir parmak bal ile gizlenen bir tuzak ve bir dayatmaydı.
Türkiye bu tuzağa düşmedi ama hemen ardından da Türk ordusuna kurulan Ergenekon ve Balyoz kumpasları geldi.
O tuzakların hepsinin ardında da 15 Temmuz kalkışmasını yapan Fetullah
Gülen çetesinin ardında da Amerika vardı ve bu apaçık bir gerçekti.
Planı uygulayamadılar ama Türk askerini yıpratmayı başardılar.
Başaramadıkları planı şimdi başka yollar kullanarak uygulamayı deneyeceklerinden de emin olabilirsiniz;
Yukarıda normal şartlar altında uygulayamayacakları plandan bahsettim;
Bir de olağanüstü şartlar var tabii;
O şartlar da bir ekonomik kriz ve maddi zorluklar ortamıdır.
Bu ortamın oluşma ihtimali de çok yüksektir ve "şayet bu ortam oluşursa"
ülkemizin yukarıda yazdığım dayatmalara maruz kalacağından da emin
olabilirsiniz;
Bunun ön hazırlıkları da ortadadır;
Oslo görüşmeleri türünden
görüşmelerin el altından yürütüldüğü ve aynı zamanda birilerinin
federal sistemi araştırdıkları dedikoduları da ayyuka çıkmış hatta
dedikodunun da ötesine geçmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti üniter ve milli devlettir ve bu devlet Gazi Mustafa
Kemal önderliğindeki milli kuvvetler tarafından emperyal güçlere ve
onların uşaklarına karşı güç kullanarak kurulmuştur.
Bu devleti kahraman dedelerimiz kurdu;
Korumak
da bizim boynumuzun borcudur Türk milliyetçiler ve bütün vatanseverler
için Üniter ve milli devleti korumak, namusumuzu korumaktır.
Bizler de namusumuzu koruyacağız ve federatif dayatmalara da direneceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder