Daha evvel kısaca tarihlerini ele aldığımız Kırk Uzları bir de kültürleriyle ele alalım istedik. Zira bir toplumu bütünüyle tanımanın yolu hem tarihini hem de kültürünü bilmekten, dahası anlamaktan geçer. Bu noktada özellikle benzeşen kültürel unsurlar, soydaşlarımızla olan gönül bağlarımızı daha da güçlendirecektir.
Kırgızistan'ın Konumu ve Komşuları
Orta Asya'da yer alan Kırgızistan'ın komşuları: Kuzeyinde Kazakistan, batısında Özbekistan, güneybatısındada Tacikistan güneydoğusunda Çin yer alır. Tanrı Dağları ülkenin yarısından fazlasını kapladığı için Kırgızistan "Orta Asya'nın İsviçre'si" olarak da anılır. Kırgızistan'da bulunan Issık Göl ise dünyanın ikinci büyük dağ gölüdür.
Kırgızların Genel Yaşam Tarzı
Oğuz Türkleri’nden olan Kırgızlar, çok uzun dönemler boyunca Türk Milleti’nin kadim yaşam şekli olan göçebe hayatı benimsemişler ve böylece dinamik bir yapıya sahip olmuşlardır.
Göçebe yaşamın sonucu olarak daha çok hayvancılıkla uğraşan kandaşlarımız, Sovyet Rusya Dönemi’nde sistemli bir şekilde bu yaşam şeklinden koparılmıştır.
Kırgızları yerleşik hayata geçiren ve böylece onları çok daha kolay bir şekilde kontrol edebileceklerini düşünen Sovyet Rusya’nın bu sistemli çalışmalarına karşılık, Kırgızlar hem bu yeni düzene ayak uydurmuşlar hem de milli yaşam şekillerini de orta bir formülle –yarı göçebe bir tarzla- devam ettirmişlerdir.
Öyle ki Kırgızların büyük kısmında hâlâ yaz ile kış mevsimlerinde konaklanılan yerler farklıdır ki, bu da hâlâ devam eden bir dinamizmin kanıtıdır. Zira bilindiği üzre durgun su kokar. Türk Milleti’ni asırlar boyunca hâkim kılan unsur, onun dinamik ve hareketli yapısı olmuştur.
Kırgızistan'ın Nüfus Özellikleri
Kırgızistan’da demografik olarak nüfusun %72.6’sı Kırgız Türklerinden oluşurken, %6.4 oranında Ruslar, %14,4 oranında da Özbekler (Oğuz bek) bulunmaktadır (2014 sayımı). Dolayısıyla renkli ve çeşitli bir yapıya sahip olan Kırgızistan’da birbirinden farklı kültürler adeta iç içe geçmiştir.
Bu durum din alanında da bir çeşitlilik anlamını taşımaktadır ki, Rusların yoğun olarak yaşadıkları Başkent Bişkek’te Ortodoks Hıristiyanlar geniş bir yer tutarken, Kırgız ve Özbeklerin koyu bir şekilde İslâmiyete bağlılıkları görünmektedir ki bu durum Sovyet Rejimi’nin dinsizleştirme formüllerinin bu topraklarda çok da tutmadığının bir kanıtıdır.
Kırgız Kültürü ve Adetleri
Kırgız Kültürü’nde atların çok önemli bir yeri vardır. Yani ki buradaki kandaşlarımız, Türk’ün en büyük dostuyla olan bağlarını sürdürmektedir. Bu öze bağlılık güzel olsa da Anadolu Kültürü açısından değerlendirildiğinde son derece rahatsız edici bazı kültürel gelenekler de vardır.
Kız Kaçırma
Örneğin Kırgızistan’da genellikle kızlar zorla kaçırılarak evlendirilirler. Bir erkek, bir kızı kaçırdı mı o kızın o erkekle evlenmesi zorunlu gibi görülür ki, bu durum kadını hiçe sayan ve hiç de insani olmayan bir durumdur. Ayrıca zifaf gecesinden sonra kızın bekâretinin kanıtı olarak kanlı çarşafının asılıp teşhir edilmesi de son derece rahatsız edici ve kadınları küçük düşürücü bir gelenektir.
Kırgız Kültürü ve Gelenekleri
Bunun dışında Kırgızlar da akrabalık bağları çok önemsenmekte olup, akrabalar arasında kominal bir ekonomik bağlantı vardır. Yani zengin bir Kırgız, fakir akrabalarını koruyup gözetir ve ekonomik anlamda onlara sahip çıkmaya çalışır.
Hamilelik döneminde Kırgız kadınları el üstünde tutulurken, çocuk doğduktan sonra çocuğun ismi üzerinde kadının hiç söz hakkının olmaması da bu noktada bir tezatlık teşkil etmektedir. Ayrıca törenselliğin çok fazla önemsendiği Kırgızlar’da, bebeğin beşiğine ilk yatırılışında bile beşikte ilk uyku töreni adlı bir gelenek yaşatılmakta, bebek, yaşlı bir kadın tarafından beşiğe yatırılıp ninniler söylenmekte ve beşiğe nazar boncuklarıyla muskalar asılıp kötülüklerin def’ine uğraşılmaktadır.
Tüm bunların dışında, Kırgızlar’da Beşik Kertmesi, Başlık Parası gibi bazı Anadolu gelenekleri hâlâ yaşatılmakta ve yine zaman zaman Anadolu’da görülebilen, kocası ölen bir kadının kocasının abisiyle evlendirilmesi uygulaması devam etmektedir.
Özetle Kırk Uzlar, hem Türk Kültürü’nü hâlâ içlerinde yaşatan hem de kendilerine özgü bazı kültürel gelenekleri olan bir Turan Topluluğu’dur.
Kırgızları daha iyi tanımak ve anlamak için geniş bir vakit bulabilirseniz 16 bin mısra civarındaki Manas Destanı’nı okumanızı öneririz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder