Köktürkler (Tu-Kiu), Orhun anıtlarıyla tarihte ilk defa kendisini Türk İsmiyle öne çıkaran ve Türk dünyasına adını veren millettir.
Köktürkler'in, 6. Yüzyılda Altay dağları ve lrtiş nehrinin
çevresinde, Juan-Juanlara tabi oldukları anlaşılmaktadır.
546 sıralarında Türk hakanı Bumin Kağan isyan ederek 552'de kendilerini boyunduruk altında bulunduran Juan-Juan devletini ortadan kaldırır.
Keza, 563-67'de Ak Hunları mağlup ederek, on dört yıl içinde Kök Türk İmparatorluğu'nu kurdular ve Mançurya'dan Kırım yarımadasına kadar olağanüstü bir süratle Türk yayılışını gösterdiler.
Fakat, 630 yılı Türkler için yas yılı olmuştur. Çünkü bu tarihte Göktürk kağanı İl Kağan, Çin'e karşı büyük bir yenilgiyi hazmedemeyen birçok Türk büyüklerinin hayatlarına kendi elleriyle son verdiklerini görüyor, bütün Türk dünyası da böylece sonsuz bir anarşi ile ümitsizliğe gömülmüş oluyordu.
618 yılında Çin'de kurulan Tang Sülalesi, belki de bütün Çin tarihinin en güçlü devleti idi. Çinlilere göre artık, ne olursa olsun Türk kavimlerinin bile yerlerini değiştirip, daha az stratejik bölgelere yerleştiren bu sülale, Türk liderlerini de birer birer toplamış ve Çin sarayında gözaltına almıştı. (B. Ögel, a.g.e. S. 34, Cilt 1)
Orhun yazıtlarında: "Bilge kişiyi yürütmemiş, alp ve kahraman kişileri yürütmemiş" şeklindeki kayıtlar, Tang sülalesinin Türk önderlerinin bir araya getirilmesi iddiasını gerçekleştirmektedir. Bu yüzden önder kadro Çinlileşme sürecine itildiği halde, halk tabakası kendi benliğini koruma şansına daha çok kavuşabilmiştir.
Nihayet 659 yılında tüm Batı Türk Devleti Çin'e boyun eğdiler, Türk toprağının Turan kısmı ise Araplara hizmet etmek durumunda bırakıldılar.
Türk bağımsızlık savaşı, başarısız ayaklanmalardan sonra ancak 682'de hedefine ulaşabilmiştir. Başbuğ, Tümen soyundan gelen Kutluğ olup, çetin savaşlardan sonra Doğu Türk halklarının büyük bir kısmını tekrar özgür bir devlet içinde birleştirmiştir. Kutluğ'un hükümdarlık ünvanı Elteriç (İl Toplayıcı) yaptığı hizmeti yansıtır.
Rasony'ye göre: "Elteriç, ili toplama, devleti kurma anlamına gelir". İl Teriş Kağanın, Göktürk devletini nasıl kurduğunu oğulları ve müşaviri, aynı zamanda kayınpederi Tonyukuk adına dikilen Orhun anıtlarında açık bir şekilde görmekteyiz:
"Çin milleti hilekâr ve sahtekar olduğu için, aldatıcı olduğu için, küçük kardeşi ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, beğ ve milleti karşılıklı çekiştirdiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evladını kul kıldı, hanımlık kız evladını cariye kıldı. Türk beğler Türk adını bıraktı. Çinli beğler Çin adını tutarak, Çin kağanına itaat etmiş". (M. Ergin, Orhun Abideleri, S. 34)
Burada Beğlerin, soylu sınıfın nasıl Çinlileştiği açık bir dille anlatılmaktadır. Bunun gibi:
"İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş, oturarak Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş, düzene sokuvermiş”. (M. Ergin, a.g.e., S 33)
Bu ifadeleriyle Bilge Kağan, Göktürk devletinin kurucusu Bumin Kağan ve oğlu istemi Kağan'ın yaklaşık olarak iki yüzyıl önceki devlet kurma felsefesini ne şekilde başlattıklarına değinmektedir.
6. yüzyıldan beri gelişen devletin ve yasaların düzenlenmesini amaçlayan bu oluşum, İl Teriş Kağan ve bizzat oğulları tarafından, "Türklüğün" ne büyük tehlikeler sonucu bir siyasal birlik ve devlet halini aldığı vurgulanmaktadır:
"Türk beğleri, Türk milleti (budunu) işittin. (Türk Milleti) yanılıp ölmesin diye ne sözüm var ise bengü (anıt) taşa vurdum. Anı görerek, bilin".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder