Siyasette Seviye ve Ahlak
Siyasette Seviye ve Ahlak
Yusuf Dülger
Kişilik
ve değerlerimizi kaybettikten sonra siyasette en üst makamlara
çıkmışız, zengin olmuşuz, hiç kıymeti yok. Kişiliğini kazanamamış bir
ulusun geleceği olamaz.
Her işin, her alanın bir seviyesi ve ahlakı olduğu gibi
siyasetin de bir seviyesi ve ahlakı olmalı. Türkiye’nin son 15 yılında
siyasetin ahlak ve seviyesi çok düştü.
Bu düşüşün birçok nedeni ve sorumlusu var ama, ilk nedeni ve baş sorumlusu AKP’nin dinci ve kindar tutumudur.
Hatırlarsınız, AKP’nin başkanı Recep Erdoğan siyaset sahnesine: “KUBBELER MİĞFER, MİNARELER SÜNGÜ” diyerek çıktı. Sonra bu çıkışını: “KİNDAR VE DİNDAR NESİL” isteğiyle sürdürdü. Erdoğan’ın günümüze kadar yaptığı siyaset ağzına bakın: Rakiplerini aşağılama ve kavga.
Erdoğan’ın “Dindar ve Kindar Nesil” stratejisi tuttu.
Muhalefet ahlak ve seviyesi düşen siyasetimizin düzeyini yükseltmede
başarılı olamadı.
Erdoğan’ın tarzı bizim hem kültürel değerlerimize, hem
inancımıza ve hem de evrensel değerlere ters, ama seçmeninin bir yarısı
bu tersliği kavrayamadığı, kavrasa bile siyaseti dinin önüne çektiği
için ne söylense dinlemiyor; inadına kindarlık, inadına parti diyor, ahlak ve İslam’ın ne dediğine bakmıyor, ahlak ve İslam’a sırtını dönüyor.
Birkaç örnek vereyim :
Siyasi propaganda yapmak için Gaziantep’e giden Meral
Akşener’in aracının önüne AKP’li belediye çöp arabalarını koyarak yolu
kapattı. CHP milletvekili adayı Abdüllatif Şener’in Konya’daki seçim çalışmalarında bir grup AKP’li genç, Şener’e karşı “Allah ü ekber” diye bağırdı, “senin bu partide ne işin var” diye tepki gösterdi. 02.06.2018 günü Konya’da Erdoğan’ı bekleyen halka sunucu: “Reisle ölmeye hazır mıyız Konya!” diye bağırdı, Konyalı “Evet!” dedi.
Aynı gün Derbent’teki bir camiin ses cihazından halk Konya’daki
mitinge çağrıldı. Konya Büyükşehir Belediyesi 02.06.2018 günü Erdoğan’ın
mitingine katılım artsın diye şehir içi otobüslerden ücret almadı. Aynı gün Konya Zafer Alanı’ndan Gedavet Parkına doğru giderken, Saadet Partisi’nin çadırına yaklaşan bir kişinin, Saadet Partili gençlere: “Satılmışlar! Münafıklar! Halk Partisi ile beraber olmanın hesabını öbür dünyada veremeyeceksiniz!” diye hakaret ettiğini gördüm.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, bir AKP’linin: “Valla AKP’ye o kadar güveniyoruz ki, Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay’a kadar 4 şeritli yol yapacağım dese, Vallahi inanırız” dediğini açıkladı. AKP’li Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın: “Recep Erdoğan gel benim kapımda temizlikçi ol derse, gider temizlikçilik yaparım” dediğini medya yazdı. Geçen yıllarda, AKP Kadın Kolları Başkanlarından bir bayanın: “AKP’ye üye olan kadınlar Erdoğan’ın nikâhlısı olurlar” dediğini medyadan öğrenmiştik.
Şu olay ve konuşmaların kısa bir değerlendirmesini yapalım. Bu olay ve konuşmalarda: Kin var, din sömürüsü var, bağnazlık ve dincilik var, siyaset için Müslümanları ölüme davet etme var, rakip partileri sindirme var, cehennem zebaniliği var, kendisini “cennet kuşu” sayma garipliği var, Allah’ın
evlerini politika meydanına dönüştürme var, kamunun parasını
yeme-yedirme var, Ay’a 4 şeritli yol yapacağına inanma ahmaklığı var,
Allah adına yeminle Kuran’a ters düşme var, Erdoğan’a yağcılık yapmak
için kişilik ve onurunu çiğneme var, AKP üyeliğini eşiyle arasındaki
nikâhtan daha ileri taşıyan sapık bir düşünce var. Var da var… Ne ararsan hepsi var…
Bu ve benzeri olayları yaşıyor olmamız hepimizi üzüyor.
Böyle gidersek, kültür, inanç ve ahlakımız daha çok seviye/düzey
kaybeder.
Başta Türkiye’nin bilim adamlarına; sosyolog, pedagog
ve eğitimcilerine, gerçek din görevlilerine, siyasi partilere, tüm anne
ve babalara, siyasetin seviyesizlik ve ahlaksızlığından kurtulmamız
için hepimize görev düşüyor.
Kişilik ve değerlerimizi
kaybettikten sonra siyasette en üst makamlara çıkmışız, zengin olmuşuz,
hiç kıymeti yok. Kişiliğini kazanamamış bir ulusun geleceği olamaz.
Kişiliği zayıf bir ulusu dünya ulusları ciddiye almaz.
Şu seçim süreci bittikten sonra hemen, insanlık ve ahlak seviyemizi düştüğü bataklıktan kurtarmanın çalışmasını yapmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder