Her Türk Vatandaşının Bilmesi Gereken İdea ‘Megali İdea politikası’
Yunan tarihinde Osmanlı idaresi “karanlık” dönem olarak değerlendirilmiştir. Osmanlı idaresininden baheserken “Turkokratia” kelimesi kullanılmaktadır.
Yani Türk boyunduruğu ve esareti anlamına gelmektedir.
1814’te Rum tüccarların önderliğinde bir grup Rusya’nın önemli liman kenti Odesa’da “Filiki Eteria” (Dostluk Cemiyeti) adıyla gizli bir örgüt kurdular. Bu cemiyet örgütlenerek Yunan bağımsızlığı için çalışmaya başladı.
Amacı Osmanlı idaresinden ayrılarak bağımsız bir devlet kurmaktı. Daha sonraki yıllarda merkez İstanbul’a taşınmıştır.
Cemiyetin temel hedefi bütün Balkanlardaki toplumları isyana çekmek ve desteklerini almaktı. Çok kısa süre içinde Filiki Eteria cemiyeti Balkanlarda bağımsızlık cemiyeti olarak hareket etmeye başladı ve İslimye, Filibe, Gabrovo ve birçok şehirde Bulgarlarla irtibat kurdu. Buranın sorumlusu ise 1806-1812 yıllar arasındaki Osmanlı-Rus savaşına katılan Dimitır Vatikioti idi.
Avrupa Devletleri ve Yunan İsyanı :
Mora isyanı başladığında Avrupa bu isyanın gerçekleşmesine karşı çıkmış, hatta basında Rum isyancıları eleştirmiştir. Nitekim 1815 Viyana Kongresinde Avrupalı devletler bütün milliyetçi isyanları ve liberal hareketleri birlikte bastırma kararı almıştı. Bu amaçla Rus Çarı I. Aleksandır’ın önerisiyle Kutsal İttifak (Rusya, Avusturya, Prusya) kurulmuştu. Bu nedenle Yunan İsyanı başlangıçta tepkiyle karşılandı. Fakat zaman içerisinde bazı değişiklikler meydana gelmiştir.
Özellikle Yunanlıların “kahramanca bağımsızlık savaşı” Avrupa da sempati toplamış ve “filhellenizm” (Helen dostluğu) diye adlandırılan akım tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Her ne kadar Avrupa’daki milliyetçi isyanlara karşı olsalar da söz konusu Osmanlı İmparatorluğu olunca buradaki Hıristiyanların milliyetçilik hareketlerine daha farklı bir gözle bakılmıştır.
Bunlar “Türk boyunduruğuna karşı” savaşan din kardeşleri olarak görülmüştür.
Elbette ki Osmanlı İmparatorluğuna yönelik politikaları da bu isyanı desteklemelerinde rol oynamıştır. Osmanlı Devleti’ne karşı politika izleyen Rusya’nın tahtına Aralık 1825’te I. Nikola geçiyor.
Mora’daki isyancıların Müslümanları katletmesi üzerine Osmanlı kuvvetlerinin ve Ege’den toplanan gönüllülerin 1822 yılında Sakız adasındaki isyanı bastırırken Rumlara karşı yaptığı katliam Avrupa’da büyük yankı uyandırdı. “Sakız Katliamı” adıyla Avrupa’da onbinlerce Yunanın kadın çocuk demeden katledildiği ve esir olarak alınıp pazarlarda satıldığı söylentileri yayıldı. “Türkler zavallı Helenleri katlediyor” iddiaları tüm Avrupa’yı kapladı.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki ordu ve donanma Mora’daki isyanı bastırınca Avrupa’da büyük üzüntü yaşandı. Bu durum Fransa, İngiltere ile Rusya’nın birlik olarak Osmanlı Devleti’ne karşı cephe almalarına yol açtı. Bunun yanında Mora ve Girit’in Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın eline geçmesi İngiltere’nin işine gelmemişti.
Zayıf bir Yunan Devleti’nin kurulması İngiltere ve Rusya’nın çıkarlarına daha uygundu. Bu devletler padişahtan Mora’dan Osmanlı askerinin çekilmesini istediler. II. Mahmud bunu reddetti. Bunun üzerine Rus donanması Baltık denizinden geçerek İngiliz donanmasıyla birleşti ve Akdeniz’e indi. İttifaka Fransız donanması da katıldı. Müttefik donanmanın komutası İngiliz amirali Codrington’a verildi. Donanma Kavalalı İbrahim Paşa’nın komutasındaki donanmaya karşı saldırıya geçti. Navarin limanında bulunan Osmanlı ve Mısır donanması bu ani saldırı karşısında varlık gösteremedi. Üç saatlik bombardıman sonunda 57 Osmanlı gemisiyle 6.000 asker kaybedildi.
Müttefiklerin kaybı ise 100 askerdi. Osmanlı tarihinde “Navarin Faciasını” diye adlandırılan bu olay üzerine Osmanlı hükümeti bu devletleri protesto etti ve tazminat istedi. Fakat Fransa, İngiltere ve Rusya Osmanlı’ya karşı daha sert bir tutum alarak elçilerini Osmanlı başkentinden çektiler.
Gerilen bu ortamda Rusya Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilan etti. 1828-1829 yıllarında kanlı bir Osmanlı-Rus savaşı yaşandı.
Yunanistan’ın Bağımsızlığını İlanı :
Yunan bağımsızlığı 1828-29 Osmanlı-Rus savaşının sonucuna bağlı idi. 1829’da Ruslar Edirne’yi aldı. Aynı yıl Ruslar doğuda Erzurum, Bayburt ve Gümüşhane’yi aldı. Bu durumda Osmanlı barış antlaşması imzalamak zorunda kaldı. Bu antlaşmada da 1827 Londra antlaşmasının maddesine göre Yunanistan’a özerklik verilmesi karara bağlanıyor. Fakat Yunanlılar tam bağımsızlık istiyorlar ve Rusya onları destekliyor. İngiltere de karşı çıkmıyor. 3 Şubat 1830 yılında Londra’da bağımsız Yunanistan ilan ediliyor.
Antlaşmaya göre Yunanistan’da idare şekli monarşi olarak kararlaştırılıyor. Sınırları: Mora, Atina ve Batı Yunanistan olarak belirleniyor. Merkezi 1833’e kadar Anabolu (Nauplion/Nafplion) olup bu tarihte Atina’ya taşınıyor. Yunan devletinin ismi Eski Yunanistan’a referansla “Hellas” 68 (Ellada) oluyor. Yunan halkına da Eski Yunanlılara referansla “Helenler” deniyor.
Oysa Yunanlılar kendileri gerek Bizans gerekse Osmanlı yönetimi altında “Rum” (Romaios, Romaioi) yani Romalı demekteydi. Bağımsız Yunan devleti Osmanlı’daki yaklaşık iki milyonluk Rum nüfusun ancak yarısından az bir kısmını içermekteydi. Yunan isyanı Rumlar için bir ihtilal olarak başladı ve bağımsızlık savaşına dönüştü.
Balkanlarda birçok milleti etkiyen bu isyan daha sonra Eflak ve Boğdanlıları ve Bulgarların ayaklanmasına örnek teşkil etti. İsyana Avrupa başlarda destek vermezken, daha sonra sorunun çözümü için ve çıkarları için karıştı. Osmanlı Devleti’nin önemli toprak kaypları oldu. Selanik, Tesalya, Epir ve Kıbrıs Osmanlı Devleti’nde kalıyor.
Megali İdea politikası
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alarak, Bizansa son verdiği günden beri yürürlükte olan bir Yunan Ülküsüdür.
Bizans İmparatorluğu’nu bir Helen İmparatorluğu olarak kabul eden Yunan milliyetçileri, Megali İdea adını verdikleri büyük ülküleri ile eskiden Bizansa ait olan tüm toprakları yeniden elde ederek, İstanbul başkent olmak üzere, büyük Helen İmparatorlugu’nu yeniden kurmayı hayal etmektedirler.
Sevr Antlaşması ile Yunanistan büyük toprak kazançları elde etti. Bu antlaşmaya karşı çıkan Mustafa Kemal Paşa ve Türkler Anadolu’ya giren Yunan ordusunu yendi ve İzmir’i geri aldı.
Yunanistan’ın Anadolu’daki yenilgisi Yunan tarih yazımında “Küçükasya Felaketi” (Mikrasiatiki Katastrofi) olarak adlandırılmaktadır. Bu “felaket”le Megali İdea politikası fiilen sona erdi.
Yunanlılar, 1920 Sevr Antlaşması ile aldıkları toprakları 1923 Lozan Barış Antlaşması ile geri vermişlerdir.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Bulgaristan Batı Trakya’yı Yunanistan’a bırakmak zorunda kaldı. İtilaf devletlerinin Osmanlı hükümetiyle yaptığı Sèvres Antlaşması da Yunanistan’a hem adalar üzerinde, hem Doğu Trakya ve Batı Anadolu’da önemli haklar tanıyordu.
Bu toprak kazanımları Büyük Yunanistan (Megali İdea) idealinin gerçekleşmesi 88 için önemli bir başarı olarak görülüyordu.
1923 yılında Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan ile Türkiye arasındaki savaş resmî olarak durdu.
Fakat hala Yunanlıların gönlünde megali idea yatmaktadır bunu hiç bir zaman unutmayalım !
kaynak: YRD. DOÇ. DR. NERİMAN ERSOY-HACISALİHOĞLU Osmanlı Döneminde Balkanlar – İstanbul Universitesi
https://www.ahmetcetintas.com/her-turk-vatandasinin-bilmesi-gereken-idea-megali-idea-politikasi.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder