Anadolu; yedi bin yıllık Türk beşiği
Aziz Dolu Atabey
Güneybatı Asya’da yer alan Muğla’nın Fethiye ilçesinde Sidima adında antik bir kent var. 4000 yıllık olan bu kentin Lidyalılardan kaldığı söylenir.
Kuzeydoğu Asya’da Sakalin Yarımadası’nda da Sidima adında bir yerleşim birimi var. Ve Sakalardan kalmıştır. Peki, ya Kuzey Buz Denizi’ne dökülen Angara Irmağı ile Anadolu’nun ortasındaki Ankara’ya ne demeli?..
O halde Anadolu -Atatürk’ün de dediği gibi- en az 7 bin yıldır Türk beşiğidir.
Türkmenistan’ın Anau (Anav) yöresinden Mezopotamya’ya inerek Sümer uygarlığını kuran Kengerler; Anadolu’nun ilk uygarlığını başlatan Hattiler/Hititler; Firigler, ilk Türkistan’da ortaya çıktığı söylenen parayı dünya ticaretine kazandıran Lidyalılar; Roma devletini kurarak ilk on bir hakanla bu devleti yöneten Etrüskler; Avrupa’nın birleşik ordularını on yıl boyunca durdurarak Anadolu’ya sokmayan Truvalılar (Turuva/Turoba); Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlara inen savaşçı Traklar; Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa’ya dalıp, İngiltere’ye kadar giden dahası Anadolu’ya ilk kez Turkija (Türkiye) adını veren Keltler; gemileriyle Avrupa’nın altını üstüne getiren ve Orhun yazısına benzer bir alfabe kullanan Vikingler; Güneydoğu Anadolu’da ilk Türk devletini kuran Turukkular; Toroslardan çıkarak gemileriyle Mısır’a, Libya’ya kadar akınlar düzenleyen Turskalar ve oların torunları/devamı olan Kuzey Afrika’daki günümüz Turugları (Arapçada çoğulu; Tuareg) ya Türk’tür ya da Türklerle akrabadır.
İtil/İdil boylarından inerek Orta Anadolu’da devlet kuran Kimerler; Avrupa Hunlarının efsane başbuğu Attila’nın batı ordularına komutan olarak atadığı Basık’ın horantası olan Basklar; Türkistan’dan bugünkü Keşmir’e, Pakistan’a inerek devlet kuran Kuşanlar onun efsane hakanı Erke Han da haliyle… Çin’de ilk devleti kuranların dolayısı ile Çin uygarlığının temellerini atanların Türkler olduğunu biliyor muydunuz? Bugün Uygurlara en aşağılık eylemlerle baskı (zulüm) yapan Han Çinlileri bile Çinlileşmiş Türklerin torunlarından başkadır şey değildir. Önce dilleri gitmiştir, sonra kimlikleri…
Tıpkı Slavca yüzünden özünü kaybeden günümüzün Tuna Bulgarları, Gregoryen mezhebi yüzünden Hay Ermenileri ile karışan kimi Hıristiyan Kıpçak oymakları, Farsça yüzünden Oğuzlarla (Ogur, Uğur) dil birliği büyük yara almış olan Gurmançlar (Kürt) dahası Hazar, Kıpçak, Çerkez, Oğuz gibi boylardan olmasına rağmen dil ve din baskısıyla Araplaşma sürecine giren Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kimi Türklerde olduğu gibi!..
Sadece -Sakaların devamı olan- Oğuzları onda da sadece Sünnî İslâm olanlarını Türk kabul etmek -bilerek veya bilmeyerek- Türk tarihini bölmek, parçalamakla ve hatta bölücülük yapmakla eşdeğerdir.
İ
ster Müslüman olsun ister Hıristiyan isterse Musevî ve hatta Budist bir kişinin dili Türk’se, geçmişi Türk’se ve dahi geleceğini Türk budununun (ulus) bir bireyi olarak geçirmek istiyorsa o kişi Türk’tür. Özetle; geçmişe (mazi) bağlı kültür birliği ve geleceğe (ati) yönelik ülkü birliği!.. Asl’olan, olması gereken budur!.
Aziz Dolu Atabey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder