4 Şubat 2020 Salı

İslamcıların Amerika, Para ve Şehvet Aşkı

 
 
 
 
İslamcıların Amerika, Para ve Şehvet Aşkı
 
 
Yusuf Dülger
 
 
 
Bilmeliler ki, dünkü dinciler ve siyasal İslamcılar köprüyü geçinceye kadar kendilerine “Dayı” diyenleri ilk fırsatta nasıl uçuruma atmışlarsa, bugünküler de aynısını yaparlar ve yapacaklar.
 
 

Şu yazacaklarıma samimi ve dürüst Müslümanlar alınmasınlar. 
 
 
Benim kastettiklerim; siyasal İslamcılardır, hırsız ve ahlaksız dincilerdir.
 
 
 
Ankara’da, Torunlar Enerji’ye ait Başkentgaz şirketi vergi kaçırmak amacıyla 8 milyon dolar gibi bir parayı Kızılay’a hibe ediyor. 
 
 
Anlaşmalı olarak yapıldığı söylenen bu paranın 75.000 dolarını Kızılay kendisi alıyor, kalan 7.925.000 ABD dolarını “Ensar Vakfı”na veriyor. 
 
 
Ensar Vakfı da bu parayı Türken Vakfı’na aktarıyor. 
 
 
Yönetiminin kimlerden oluştuğu ve kimin yönlendirdiği bilinen Türken Vakfı da bu parayı New York merkezli Manhattan’da yaptırdığı lüks bir yurda gönderiyor.
 
 
Bu olaya, Ensar Vakfı’nın siciline, Kızılay’ın başındaki kişinin düşüncelerine, Kızılay’ın Beypazarı Sorumlusu hakkındaki gelişmelere, siyasal İslamcıların Amerikan emperyalizmi ve ABD doları ile olan ilişkilerine baktığımız zaman aklımıza şunlar geliyor:
 
 
Ensar Vakfı siyasal İslamcı bir vakıftır. Siyasal İslamcılık “dini hizmet, fakir öğrencilere yurt” gibi gerekçelerle, günümüze kadar hep “Dindarlık” üzerine bir toplum inşa etmeye çalışan, devlet kontrolünden uzak eğitim-öğretim modelleriyle “İmanlı Nesil-Altın Nesil” yetiştirme iddiasıyla çalışan bir vakıftır.
 
 
 Kontrolsüz/Kapalı yapılanmalarda her türlü ahlaksızlık söz konusu olabildiğinden, bir süre önce Ensar Vakfı’nın bir hocası vakfın Karaman Şubesi’nde oğlan çocuklarımızı kirletmiş ve bu çirkin olay örtbas edilmişti. 
 
 
Hatırlayın, zamanın ilgili bir bayan bakanı bu iğrenç olay için: “Bir kerede bir şey olmaz” demişti.
 
 
Bugün Kızılay’ın başında bulunan kişi:
 

“Fethullah Gülen Hocaefendiye acil şifalar dilerim” diyerek FETÖ terör örgütüne yakın, F. Gülen gibi bir CIA ajanının sevdalısı olduğunu ortaya koymuştur.
 
 
 
Kerem Kınık adındaki bu adam Atatürk’ün: “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü, “Yurtta sulh, vicdanda sulh” olarak tahrif etmiş, Atatürk’e karşı olan olumsuz tavrını ortaya koymuştur.
 
 
Bu adam: “Amerikalı bir arkadaşım Türkiye’de okuyan çocuklarının kendilerini Türk sandığını söyledi” diyerek Türk’e ve Türk milletine karşı olan mesafesini ortaya koymuştur.
 
 
Bu adam vergiye tabi bir parayı Kızılay aracılığıyla o malum vakfa aktararak vergi kaçakçılığına yardımcı olmuştur.
 

Ortaya yeni çıkan bir habere göre: Kızılay’ın Beypazarı sorumlusu A.K., ilçesindeki bir Kuran Kursunda yatılı okuyan 14 yaşındaki bir oğlan çocuğunu 5 yıl süreyle taciz etmiştir. 
 
 
Yani Kızılay’ın kendi çalışanlarında da lanetli suç işlenmektedir. 
 
 
Sormak lazım: Dinci ve siyasal İslamcı kişi ve kuruluşlardaki Lut Kavmi’nin melun fiili neden durmadan işleniyor?
 
 
Hepimizin alın teri paralarımız elden ele, kurumdan kuruma aktarılarak: Neden Amerika’daki bir inşaata gidiyor, o inşaat neden “Yatılı” bir yurt oluyor?
 
 
 Ahlaksızlık din-ahlak sömürüsüyle kolay yapıldığı için mi temiz paralarımız iğrenç yerlere gidiyor, bir düşünelim.
 
 
Sonra, bizim paralarımız neden “Yurt için” Amerika’ya gidiyor?
 
 
 Türkiye’deki yurt ihtiyacımız karşılandı da, sıra Amerika’ya mı geldi? 
 
 
Bu dincilerin ve siyasal İslamcıların Amerika sevgisi, Amerika bağı, Amerika yatırımı neden! 
 
 
Gördüğünüz gibi Siyasal İslamcılık demek, dincilik demek aynı zamanda Amerikancılık demektir. 
 
 
Hani bu siyasal İslamcılar ve dinciler Amerika karşıtı, Amerika düşmanı idiler? 
 
 
Demek bunlar yalancı ve münafık! 
 
 
Size bir başka gerçeği hatırlatayım: Kendi coğrafya ve kültürümüzü bırakarak Amerika’ya giden, Amerika da okuyup yetişen insanların büyük çoğunluğu “Amerikancı, Ilımlı İslamcı” olup çıkıyor. 
 
 
Dahası, böyleleri aynı zamanda yurduna ihanet eden bir CIA ajanı oluyor.
 

Dincilerin ve siyasal İslamcıların sözde tövbelerine, “Allah affetsin” demelerine ve efelenmelerine bakıp da: “Bunlar milli oldular, bunlar Amerika’ya kafa tutuyorlar, bunları ayakta tutalım, bunlarla milli cephe kuralım” diyenler yanılıyorlar. 
 
 
Çünkü bu siyasal İslamcılar kalıpsız. 
 
 
Çünkü bu dinciler omurgasız. 
 
 
Bu dinciler ve siyasal İslamcılar devrimci, yurtsever ve Atatürkçü olan kişi ve oluşumları bile kandırıyorlar. 
 
 
Bilmeliler ki, dünkü dinciler ve siyasal İslamcılar köprüyü geçinceye kadar kendilerine “Dayı” diyenleri ilk fırsatta nasıl uçuruma atmışlarsa, bugünküler de aynısını yaparlar ve yapacaklar.
 

Hiç yorum yok: