10 Mart 2019 Pazar

Ekonomik Esaret Ne Demek?

 

 

Ekonomik Esaret Ne Demek?

 

 

Mehmet Sayın

 

 

Bugün de devletimizin ve özel sektörümüzün dış borçları ödenemeyecek noktalara kadar ulaşmıştır. Maalesef ki bu borçları ödemek için yeni krediler bulmak "yani borcu borçla kapatmak" söz konusudur.

 

 

 

 

Bu konuda da daha önce yaptığımı yapacak ve kitabı ortasından okuyacağım;

 

 

Ekonomik esaret sömürge olmak demektir ve Türkiye'nin geçmişinde de bunun benzeri uygulamalar vardır.

 

 

Peki, nedir o uygulamalar?

 

 

En açık örneği "Düyun-u umumiye"dir.

 

 

Düyun-u umumiye o kadar alçak bir sömürücü icra dairesidir ki Türk köylüsünün ürünlerini “gerçek bedelinin çok altında” alabilmek için o ürünleri kendi istedikleri yabancı şirketlere satmak gibi çok ağır ve namussuzca bir şartı da koşmuştur.



Düyun- Umumiyenin işbirlikçilerinden birisi de “Osmanlı Reji idaresidir” Reji idaresi de tütün tekelidir ve yabancı alıcıları da tekelleştirmiştir onlar da tütünü gerçek bedelinin çok altında almışlardır.

 


Bu alçaklık tarihte az görülen namussuzluklardandır.

 


Türk köylüsünün isyanı da tam bu noktada başlamıştır.

 


Bu isyan da haksızlığa başkaldıran efelerdir.

 


O efeler de bugün Zeybek oyunlarıyla anılmaktadır.

 


Efelik Osmanlının son döneminin haksız yönetimlerine isyandır ve bu isyanlar da Ege türkülerinde dillendirilmiş ve Zeybek oyunlarıyla bu güne kadar taşınmıştır.


 


Yani uzun sözün kısası yükselme devirlerinde “Devlet-i Aliyye” olarak anılan Osmanlı çöküş devrinde neredeyse sömürge olmuştu. 


Ve Osmanlının borçlarını da genç cumhuriyetimiz milli seferberlikle kuruşuna kadar ödemişti.
 

 


Çakma Osmanlıcılar bunların hepsini bilirler.

 


Bilirler bilmesine de söylemezler yani söyleyemezler.

 


Bugün de benzer durumlar vardır.

 


Bugün de devletimizin ve özel sektörümüzün dış borçları ödenemeyecek noktalara kadar ulaşmıştır. 



Maalesef ki bu borçları ödemek için yeni krediler bulmak "yani borcu borçla kapatmak" söz konusudur.  



Yani vaziyet kredi kartı borcunu ödeyebilmek için vatandaşın başka başka kredi kartları alması ve sonunda batağa saplanması gibidir.

 


Bu borcu kapatmak için kredi alacaklarınız sizden neleri isteyebilirler?

 


İlk olarak normalin çok üzerinde faizlere muhatap olursunuz.

 


İkinci yapacakları da ekonomi yönetiminizde söz sahibi olmak isteyeceklerdir.

 


Bunun anlamı nedir peki?

 


Bunun anlamı kendi ekonominizin bütün sektörlerinde mesela (tarım sanayi hayvancılık hatta turizm) gibi sektörlerde onlara danışmadan karar alamazsınız.

 


Ayrıca ülke içerisindeki maaşlar ve emeklilik konusunda da sizden ücretleri düşürmenizi isteyeceklerdir.

 


Bu taleplerin hepsi de  ülkede sosyal patlamalara yol açma riski taşırlar ve bu riski de Türkiye kaldıramaz.

 


İşte size sömürgeliğe giden ve geçmişte de “Düyun-u Umumiye” gibi de bir örneği bulunan yol.

 


Bu yolun sonu asla hayır getirmez 

 


Bu yolun sonunda sizden siyasal taleplerde de bulunmaları kaçınılmazdır.

 


İşte size beka meselesinin ta kendisi.

 


Peki, ülkemiz bu noktaya niçin geldi?

 


Uygulanan ekonomik politikaların yanlışlığından tabii.

 


Bunun sorumluları da ülke yönetiminde ve ülke ekonomisinde yetkili olanlardır yetkinin kardeşi de sorumluluktur.

 


Bence bu durumun müsebbiplerinden çözüm de beklenemez.

 


Yani vaziyet bu kadar da vahimdir.



http://www.haberiniz.com.tr/yazarlar/mehmet-sayin/ekonomik-esaret-ne-demek-441429m.html 

Hiç yorum yok: