Bilge Kağan'ın Türk Milletine öğütleri
Ben, Gök gibi yüce, Tanrı’nın yarattığı Türklerin Bilge Kağan’ı!
Ey benim büyük milletimin bütün kavimleri boyları,
Kabileleri, budunları, urukları, obaları,Türk soyları.
Kumandanları,beyleri,devletin güney ve kuzey yöneticileri,
Bir yanda mülki ve idari erkanın ulvi üst düzey yöneticileri.
Hanedan ailesinden Şadapıt Beyleri,güçlü erkan beyleri,
Öbür tarafta ise askeri erkanın önde gelen Tarkan beyleri.
Özellikle bu kazanımları,devam ettirecek olan yiğitlere derim,
Kardeşlerim, oğullarım,bütün soyum, boyum, buyruk beylerim!
Otuz kabile olan Tatar halkının dokuz boydan oluşmuş Oğuz beyleri,
Bütün halkım,aziz milletim,duyun beni,kaldırın havaya kılıçları yayları.
Sizlere söylemem gereken çok önemli sözlerim var!
Sözlerimi baştan sona dinleyin,sözüm size etsin kar.
İşitin beni,sesime kulak verin,sözümü iyi anlayın,
Gönülden gelen sözlerimi can kulağıyla dinleyin.
Ben burada,herkesin kolay ulaşabildiği şu yerde nakkaş tutturdum,
Yararlanacağınıza inandığım sözlerimi, bu ebedi taşa nakşettirdim.
Söylemem gereken şeyleri,buraya diktirdiğim bu taşa yazdırdım,
Türk milletini derleyip toparlayacak sözleri taş üstüne kazdırdım.
Türk halkının bir araya gelip, büyük imparatorluk kurduğunu anlattım,
Sonra nasıl yanılıp şaştığını yazdım dağılıp yok olduğundan söz ettim.
Ben başa geçince Türk Milletini il, ülke, devlet sahibi yaptım,
Onu nasıl düzene sokup,yönettiğimi de buraya ekleyip kattım.
Derlenip toparlanmanın, birlik, beraberliğin önemini yazdım,
Aldanıp dağılmanın ise ölüm demek olduğunu buraya kazıdım.
Siz de buna bakarak öğrenin, bilin, anlayın,her şeyi burda bulabilirsiniz,
Ey Türk halkı ve beyleri,daha önce yanıldığınız gibi; yine yanılabilirsiniz!
Ben, bu çağda kağanlık tahtına oturdum Tanrı lutfetti başta durdum,
Kendim de bahtlı olduğum için,ben Kağanınız olarak tahta oturdum.
Ben Kağan olunca,önemsiz milleti,önemli,değersiz milleti değerli kıldım,
Doğuda gün doğusu, Güneyde gün ortası, dört yanı sefer eyleyip aldım.
Ben, bunca halkı ve milleti düzene soktum,dağınıklıktan kurtardım, Buyruğuma aldım,hepsi mutlu ve huzurludur,onların yarasını sardım.
Üstte mavi gök,altta yağız yer ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış,
İnsan oğullarının üzerine, benim atalarım kağan olmuş,can katılmış.
Büyük dedem Bumin,büyük babam İstemi Kağan tahta oturmuşlar,
Tanrı Dağının eteklerinde Gök-Türkler adıyla büyük devlet kurmuşlar.
Türk Milletini derleyip toplamışlar,devleti ve töreyi düzene sokmuşlar,
İmparatorluğu ve kurumlarını ustaca yönetip yoksul halka bakmışlar.
Onlar kağan olup tahta çıktığında,dört yanları düşmanlarla doluymuş,
Her yana ordular sevk edip hepsini yenip dize getirenler çok uluymuş.
Düşman milletleri buyruk altına alıp, karşı çıkana acı çektirmişler,
Dik başlılara baş eğdirmişler,güç gösterenlere diz çöktürmüşler.
Doğuda Kadırkan dağları,Batıda Demirkapı’ya yerleşip kalmışlar,
Daha önce düzensiz yaşayan Göktürkleri derleyip toparlamışlar.
Ülkeyi güzelce ele almışlar,iyi bir düzen, nizam ve egemenlik kurmuşlar,
Bilgili kağanmışlar, yiğit kağanmışlar düşmanların başını ezip vurmuşlar.
İyi yasalar,güzel törelerle bu yüce Devleti ve milleti yüceltmişler,
Ülkenin düzenini en iyi şekilde sağlayarak halkı mutlu etmişler.
Nihayet ölme sırası onlara da gelmiş, onlar davefat etmişler,
Her milletten yasçılar, ağlayıcılar, ağıtçılar gelip yas tutmuşlar.
Doğal olarak onların ardından iseküçük kardeşleri kağan olmuş,
Oğulları kağan olmuş ama Türk ülkesine yine kötülükler dolmuş.
Küçük kardeşler büyük kardeşleri gibi,oğullar babaları gibi olamamış,
Bilgisiz, ülküsüz, kötü kağanlar tahta oturmuşlar ülke huzur bulamamış.
Tabii buyrukları da bilgisizce, korkakça, ürkekçe ve kötüymüş,
Vezirleri de onların kendileri gibi bilgisiz, ülküsüz ve katıymış.
Ülkenin düzenini, ulusun töresini bozmuşlar,bunu gören beyler üzülmüş,
Ardından beyleri, yöneticileri ve halkıyla beraber bütün millet bozulmuş.
Hepsi geçimsiz, düzensiz, bilgisiz ve korkak bir hal almışlar,
Sonra uygunsuz, uyumsuz, hak, hukuk tanımaz hale gelmişler.
Kurnaz, fitneci, ikiyüzlü, sahtekâr hileci Çin milleti fırsat bulmuş,
Çinliler, kardeşi kardeşe kötüleyip birbirine düşürüp öç almış.
Beyleriyle milletinin arasını açmış, fitlemiş, fesat sokmuş,
Kurdukları gizli hile ve düzenlerle Türk devletlerini yıkmış.
Çin milletine bey olması gereken soylu oğulları kul yapmış,
Hatun olması gereken hanım kızları cariye edip dul yapmış.
Türk beyleri, Türk adını bırakıp Çin adları, sanları alır olmuşlar,
Çin Kağanına itaat edip,sonraÇin saraylarında kalır olmuşlar.
Elli yıl,Çin’e hizmet etmişler,onlar için çalışıp çabalayıp gitmişler,
Varlıklarını ve ülkelerini her şeyiyle Çin hakanına teslim etmişler.
Acılar içinde kıvranan Türk halkı,nihayet kendi kendine hani devletim diye?
Hani benim ilim, ülkem,şanım, şerefim ve imparatorluğum,millettim diye?
Böyle deyip düşünerek Çin kağanına bütün Türkler düşman olmuş,
Çin boyunduruğundan kurtulup baş kaldırarak bağımsızlığını almış.
Bundan sonra Yüce Tanrı Türk halkı yok olmasın,millet olsun dilemiş,
Babam İlteriş Kağan ile annem İlbilge Hatun’u yüceltip, yükseltmiş.
Babam İlteriş Kağan on yedi erle ortaya atılmış, harekete geçmiş,
Onun adını duyan düşmanlar Hanın korkusundan dağlara kaçmış.
Tanrı güç, kuvvet vermiş,babamın askerleri kurt gibi olmuş,
Çinli düşmanların askerleri ise savaşlarda koyun gibi olmuş.
Doğuya, batıya seferler düzenlemiş,etrafına yiğitleri toplamış,
Hepsi yedi yüz kişi olmuşlar,Türk cilasunları etrafı kaplamış.
Bu yedi yüz kişiyle babam İlteriş Kağan düşmanı önüne katmışlar,
Büyük bir mücadele sonunda tüm düşmanları bozup, dağıtmışlar.
Türk milleti yeniden dirilmiş.kendi kağanlarına,şadlarına kavuşmuş,
Türk ülkesi üzerinde gezinen kara bulutlar Türk rüzgarıyla savuşmuş.
Bütün zor işlerin üstesinden gelmişti sonra babam vefat etti,
Babam İlteriş Kağan beni henüz sekiz yaşında bırakıp gitti.
Ben, daha on dört yaşıma geldiğimdeTanrı’nın lutfuyla bir han oldum,
Amcam kağanla birlikte,düşman üzerine on üç sefer yapıp şan aldım.
Türk, Oğuz beyleri, milleti dinleyin! Senin işte böyle yören vardı,
Sağlam bir düzene oturtulmuş,iyi bir ülken, devletin, tören vardı.
Üstten gök yıkılmasa, alttan yer yarılmasa sana kimse yan bakamaz,
Senin imparatorluğunu kimse bozamaz, töreni ve devletini yıkamaz.
Ey Türk, silkin ve kendine dön! Hatalarından vazgeç ve pişman ol!
Aklını başına topla! Her şeyin farkına var! Olup bitenleri gör,ibret al.
Türk milleti! Ey Kutlu Ötüken diyarının milleti! özüne dur yakın,
Sen, gereksiz yere, bu mukaddes ülkeni bırakıp gitme sakın.
Amcam Kağan’dan sonra Kül Tigin’in ısrarıyla Kağan oldum,
Kül Tigin, benim kağanlığım için çok çalıştı ben kağanlığı aldım.
Küçük kardeşim Kül Tigin’le söz birliği edip karar aldık,
İki prens şad ve diğer yardımcılarımla bir araya geldik.
Elele, kafa kafaya, omuz omuza verdik,Görüştük, konuşup danıştım,
Gece uyumadım, gündüz oturmadım,Türk milleti için ölesiye çalıştım.
Hiçbir sorun bırakmadım hepsini çözdüm,Hiçbir kötülük bırakmadım,
Hepsini düzelttim,ülkemde kötülere ve kötülerin sözlerini takmadım.
Yönetim merkezim olan Ötüken Ormanı’nda oturup kalktım,
Çin milleti ile iyi ilişkiler kurdum, onlarla anlaşmalar yaptım.
Türk milleti ve beyleri! Ben on dokuz yıl bey olarak görev sürdürdüm,
Kağanlık dönemimde devlet yönettim,Hüküm sürdüm,karar aldırdım.
Milletime en iyisini kazandım,hiç hırs ve çıkarlar peşinde koşmadım,
Hep milletim için çalıştım, çabaladım, kazandım,hiç hataya düşmedim.
Kardeşim Kül Tigin vefat etti,Kül Tigin kırk yedi yaşında uçup gitti,
Ben, üzüntülere, yaslara boğuldum,bu şekilde uzun yıllar geçip gitti.
Görür gözüm görmez gibi,bilir aklım ise bilmez oldu,
Öyle derin düşüncelere daldım ki yüzüm gülmez oldu.
Yiğit kardeşimin yas törenini tamamladık,Ona yakışan bir türbe yaptırdım,
Binanın içini,dışını süsleyip, bezedik gözalıcı resimlerle üstünü kapattırdım.
Adına ölümsüz taş yontturduk,gönlümdeki sözleri üstüne yazıp diktik,
Sizde onu görün, böylece bilin! okunup ibret alınsın diye onlara baktık.
EyTürk Milletimin bütün beyleri,sözlerimi iyice işitin,can kulağıyla dinleyin!
Milletimle iyi ilgilenin! Onları besleyin, büyütün, eğitin ve kötülükleri önleyin.
Kalkındırın, yüceltin,! Sakın ola ki, milletimi ezmeyin, üzmeyin, incitmeyin!
Ona sıkıntı vermeyin, eza, cefa etmeyin! Acı çektirmeyin,kenara itmeyin!
Milletimi sıkmayın, sıkıştırmayın,Milletime yük olmayın!
Üzerinden ağır yükleri kaldırın! Onlara bahane bulmayın.
Ben Kül Tigin’in kuzeni Yollug Tiginle beraber yazıları taşa önde yazdım,
Kül Tigin yazıtını yirmi gün,Bilge Kağan yazıtını bir ay dört günde yazdım.
Milletimizi yüceltenn,ona büyük hizmetler eden ey büyük insanlar,
Gelecek nesiller bu anıtı okusunlar ama ebediyen unutulmasınlar.
Ey Türk titre ve kendine dön.
Üstte mavi gök çökmedikçe,altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder