Moğolistan'ın kuzeyindeki taygalarda (iğne yapraklı orman) yaşayan Dukhalar, Ren geyikleriyle olan dostlukları ve göçebe yaşam tarzları ile dikkat çekiyor.
Dukhalar "alaje öy" "direk evi" dedikleri konik çadırlarda yaşıyorlar. Kıpçak grubundan bir lehçe ile konuşan halk, avcılık ve toplayıcılık yapıyor.
Yemek kültürlerinde ise çeşitlilik söz konusu değil. Ekmek, mantı, sebze, kızartılmış makarna, sabahları içine süt katılmış çay tüketiyor, geyik etini kurutarak yahut suda saklıyorlar.
Dukhalar Kimdir
Atalarının, Tuva'dan Ren geyikleriyle birlikte buraya geldikleri düşünülen Dukhaların, bu hayvanlara olan bağlılıkları ise aşikar. Etinden, sütünden ve gücünden yararlanıyorlar.
Ren geyiklerinin yok olmasını engellemek amacıyla yalnızca üç geyikten birini avlasalar da, geyiklerin neslini korumak için bu yeterli olmuyor.
Nesli devam ettirebilmek adına 1986 senesinde Rusya'dan yirmi adet Ren geyiği getirilmiş ama bu yok oluş engellenememiş.
Dukha Kültürü
Yazın bitmesiyle sonbahar obalarına göç başlıyor. Şamanizme sıkı sıkıya bağlı olan Dukhalar, Şamanizmde doğanın kutsal kabul edilmesi sebebiyle ona büyük bir saygı duyuyor ve ihtiyaçlarından fazlasını almıyorlar.
Nehirleri kirletmek yahut kenarında kurban kesip kanını suya akıtmak büyük bir günah sayıldığından kanın suya karışması durumunda nehirden özür dileyerek süt sunuluyor.
Moğolistan'ın en küçük etnik grubu olan halkın göçebe kısmı 200 kişi, toplam nüfusları ise 500 kişi kadar. Dukhaların bir kısmı "Akgöl" diye adlandırdıkları, Moğolca adı "Sagannur" olan köyde yerleşik hayat sürüyor.
Burada okula giden çocukların, gençlerin Dukha dilini bilmemeleri ve öğrenmek istememeleri dilin yok olma sürecine girdiğinin bir göstergesi.
Dukha kültürü Moğol kültürüyle karışmış durumda ve iki millet arasında evlilikler de söz konusu. Dukhaları Moğollardan ayıran en önemli özellik hiç kuşkusuz, yüksek yamaçlarda Ren geyiği yetiştirerek göçebe bir hayat sürmeleri.
Dukhalarla ilgili yapılmış araştırmaların en kapsamlılarından biri 2012 yılında Atlas Dergisi yazarı Selcen Büyüküstel'e ait. Büyüküstel, iki ay kadar Dukhalarla yaşamış, hayatlarıyla ilgili önemli bilgiler edinmiş ve bir de belgesel çekmiş.
Her dil ve kültür sonsuza kadar var olmayı hak eder. Umarım Dukha dili ve kültürü de dünya üzerinde ebediyen yaşar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder