16 Mayıs 2019 Perşembe

Eski Türklerde Bilim

 
 
 
Eski Türklerde Bilim
 
 
Yusuf Güldür

 
 
 
Türk Tarihinde bilime yönelişin özellikle İslâmiyet’in kabulünden sonra olduğu su götürmez bir gerçektir. İlk emri “Oku!” olan dinimiz, tüm mensuplarını olduğu gibi Türk Milletini de bilime teşvik etmiş ve özellikle Karahanlılar’dan itibaren bilim, Türklerin de en fazla önem verdiği konulardan birisi olmuştur.

 
Büyük Türk bilginleri genel olarak İslâmiyet’ten sonraki dönemde görülmüştür. Lâkin İslâm Öncesi Türk topluluklarının da bilime bütünüyle uzak olduğunu söylemek tarihsel gerçeklerle pek bağdaşmamaktadır.
 
 
Kadim Türkler’de Bilim

 
Bilim Türkler için metodolojik bir disiplin olmaktan ziyade, pratik faydaları olan alanda gelişme göstermiştir. Örneğin sürekli olarak doğayla iç içe yaşayan Türkler, pek çok bitki ve hayvan türünü tanıma fırsatı bulmuşlardır ki, Türk Toplumları’ndaki botanik ve zooloji bilgisi pek az millette vardır.

 
 
Farklı bitkilerden pratik amaçlarla yararlanan Türkler, bitkileri kullanarak ilaçlar imal etmişlerdir. Türk tarihinde “atasagun” denilen hekimler, “otacı” denilen eczacıların ürettikleri ilaçlarla pek çok derde derman bulmuşlardır. 
 
 
Yani Türkler’de tıp ve eczacılık, pratik temelde gelişmiştir. Türkler erken dönemde kırık, çıkık, yara ve doku zedelenmelerine karşı tedavi geliştirme kabiliyetinde iken, zamanla sahip oldukları bilgi ve tecrübe ile tıp alanında gelişim göstermişlerdir.

 
Bunun dışında, Türklerin zaman yönetimi için kullandıkları evvelce bir yazımızda değindiğimiz 12 Hayvanlı Türk Takvimi vardır ki, bu, astronomi biliminin yine pratik amaçlara matuf olarak kullanıldığını gösterir. 
 
 
Yani Türkler, uzayı bir bütün olarak incelemek yerine, onlara pratik hayatta fayda sağlayacak bilgileri edinmeyle yetinmişlerdir.

 
Kök Türkler döneminde madenlerden faydalandığı bilinen Türkler, erittikleri demirden; kılıç, kama, ok, kap ve gündelik hayatta kullandıkları bir çok malzemeyi üretmeyi başarmışlardır.

 
Uygurlar Döneminde Bilim

 
Bilim konusunda Çin Uygarlığı’ndan etkilenen kadim Türkler, Çinliler’den öğrendikleri mumyalama yöntemini zaman zaman kullanmışlardır ki, bu hem tıp, hem eczacılık hem de anatomi adına önemli bir gelişmedir.

 
Tıp alanında diğer Türk toplumlarından daha üst düzey bilgiye sahip olan Uygurlar ilaçla tedavi konusunda bir hayli gelişmişler, zihinsel rahatsızlıklar ve spesifik bazı rahatsızlıklara karşın etkili tedavi yöntemleri uygulamışlardır.

 
Hunlar zamanında Fergana Kanalı gibi bazı su kanalları inşa eden Türkler, daha çok taşıyabilecekleri nitelikte eşyalar yapmışlar ve ölenleriyle birlikte onları kurgan denilen mezarlara gömmüşlerdir. 
 
 
Nitekim Orta Asya’da arkeologların dikkatini çeken kurganlar, kadim Türklerin kültürleri kadar, bilimsel gelişmişlikleriyle ilgili de bize bilgi vermektedir.

 
Pek çok madeni ustalıkla işleyebilen Türkler, Uygurlar zamanında yerleşik hayata geçerek bilim alanında altın çağlarını yaşamışlardır ki, bu dönemde özellikle tarım, mimari ve sanat alanlarında geliştikleri gibi bilim alanında da gelişmişler ve Türk tarihinde matbaayı ilk kullananTürk toplumu olarak tarihe geçmişlerdir.

 
Prof. Dr. Esin Kahya, Eski Türkler’de Bilim adlı makalesinde Uygurların büyük kütüphaneler kurduğunu ve özellikle matematikte desimal (on tabanlı) sistemi kullandıklarını ifade etmiştir. 
 
 


Hiç yorum yok: